Aç aslan ailesinin dramı
Belgesel yapımcıları da seyirciyi ayık tutmanın en iyi yolunun dramdan geçtiğini bilirler. Bu nedenle çoluk çocuk perişan bir şekilde aç aç dolaşıp av arayan bir aslan ailesinin hikayesiyle başlar her şey. Anneler iyi bir av yakalayamazsa yavruların hayatları tehlikeye girecektir.
Yakın plandan doğaya açılış
En klişe belgesel açılış sahnesi ya sıcak olduğu çok belli bir taşın üstünde hareketsizce duran kertenkeleden ya da henüz yeni yağmur yağmış bir örümcek ağından yakın plan açılıp doğanın güzelliğiyle başbaşa bırakıldığımız sahnedir.
Aslanların geyiği yakalama anı
Aç aslanlara üzülürken bu defa aslanların ağına düşmek üzere olan geyiğe üzülmeye başlarsınız. Aslanlar büyük bir sinsilikle saklanırken birden harekete geçerler ve o klişe kovalama sahnesi başlar. Siz bile artık hangi geyiğin yem olacağını kestirebilecek kadar çok izlemişsinizdir bu sahneyi.
Güçsüz doğan yavrunun telef olması
Dedik ya dram çok tutuyor diye. Belgesellerin en klişe ve ilk öğretisi doğada zayıf olanın hayatta kalamayacağıdır. Bu nedenle yeni annemiz yavrularına özenle bakıp, onlara göz kulak olurken içlerinden bir tanesiyle ilgilenmemeye başlar.
Tüm hayvanların ilk yağmurla mutlu olması
Tüm belgesel boyunca kuraklıktan çeken orman halkının yağmurun yağmasıyla birlikte rahatlaması anı aşırı klişe olmasının yanında hepimizi rahatlatan, adeta serinleten en güzel sahnedir.
Mutlu sonlu bitirme cümleleri
Belgesellerde nasıl dramlar anlatılırsa anlatılsın sonu hiç bir zaman hüzünle bitmez. Her daim doğanın üstünlüğüne ve o muhteşem zekasına vurgu yapılır.
Facebook Yorumları